Özel Öğrenme Güçlüğü Olan Bireylerde Aile Eğitimi
Okul çağı çocuklarda yaygın olarak rastlanan öğrenme güçlüğü; dinleme, düşünme, konuşma, okuma – yazma, sonuç çıkarma veya matematiksel hesaplamalar yapmadaki önemli güçlükler olarak tanımlanmaktadır. Öğrenme güçlüğü; görsel ve zihinsel yetersizlikler, işitsel, motor ve duygusal bozukluklar ile çevresel, kültürel ve ekonomik olumsuzluklardan kaynaklanmayan bir durumdur. Genellikle bu güçlük çocuğun, bilgi işlem süreçleri ve bilgiyi öğrenme yeteneği ile ilgili bir problemle birlikte, kendini idare etme ve sosyal becerilerdeki zorluğuna da yansımaktadır.
Hiçbir aile sağlıksız bir çocuğa sahip olmak istemez. Bu nedenle, hamileliğin başlangıcından itibaren doğuncaya kader anne- baba sağlıklı ve eli yüzü düzgün bir bebeğe sahip olmayı umut ve endişe içerisinde bekler. Öğrenme Güçlüğü olan çocukları doğumdan itibaren “huzursuz, rahatsız, uyku ve beslenme problemleri, vb.” sorunlar göstermektedirler. Yaşanılan bu durum, ailenin sağlıklı düşünmesini engeller ve ebeveynin kendisini desteksiz ve yetersiz hissetmesine de yol açabilmektedir. Bu nedenle yaşanılan bu dönemde aile bireylerinin de desteğe (eğitime) ihtiyacı vardır. Ailelerin çocuklarına bilgi ve beceri öğretebilmeleri, ortaya çıkabilecek sorunlarla baş edebilmeleri, anne-baba-çocuk ilişkisini olumlu yönde geliştirebilmeleri, özel eğitimde verilen eğitime ev ortamında da devam edilmesi için aile eğitimi önem kazanmaktadır.
Verilecek eğitimde, aile bireylerine vurgulanacak ilk konu, özel öğrenme güçlüğünün tanımı, özellikleri, bu bireylerde öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ve öğrenmelerini etkileyen süreçler basit bir dille anlatılmalıdır. Özel öğrenme güçlüğü ve beraberinde gelişebilecek sorunlarla tek başına baş etmeye çalışmak, aile bireylerini yoracaktır. Bu nedenle çocuğun özel eğitim desteği alma gerekçesi ebeveyne detaylı ve uygun bir şekilde aktarılmalıdır. Özellikle bu durumun bireyin zekâsı ile ilgili bir problemden kaynaklanmadığı, öğrencinin öğrenmek için biraz daha fazla zaman ve çabaya ihtiyaç duyduğu belirtilmelidir. Ailenin çocuğunu anlaması, güçlüklerini kabul etmesi, beklentilerini çocuğunun özelliklerine göre düzenlemesi ve eğitim sürecine katılımlarının sağlanması çok önemlidir. Bu şekilde, anne ve babalar hem kaygılanmaz hem de çocuklarına nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda bilgi, beceri ve deneyim kazanmış olurlar. Ebeveynler çocuğa yapacağı işle ilgili yönerge verirken, yönergelerin kısa ve net olmasına özen göstermeleri hakkında bilgilendirilmelidir. Bu çocukların çoğu, durumlarının farkında olup bunun neden kaynaklandığını bilememektedirler. Bunun için kendilerini kötü hissetmekte ve özgüvenleri düşmektedir. Aile bireyleri Çocuğun özgüven ve motivasyon sahibi olmasını sağlamalıdır. Çocuğun mutlaka takdir edebilecek bir özelliği vardır, ebeveyn bu özellikten çocuğun motivesi için yararlanabilir. Çocuğun kendi başına yapabileceklerini ebeveyn onun yerine yapmamalıdır, aşırı koruyucu olmamalıdır. Çünkü çocuk diğer çocuklarla aynı yeteneklere sahip, ancak biraz daha fazla zamana, tolerans ve anlayışa ihtiyacı vardır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar, yaşadıkları başarısızlıklardan dolayı, genellikle öğrenmeye pek hevesli olmazlar. Bu nedenle ebeveyn daha programlı çalışmalarla daha iyi sonuçlara ulaşabilirler, çocuğa günlük ödevlerini yaptırırken ders çalışma ortamının iyi konsantre olabileceği, sessiz ve düzenli bir ortam olmasına dikkat etmelidir. Dikkati dağıldığında, kısa molalar vererek tekrar çalışma masasına dönmelidir. Çocuğa organizasyon becerisi kazandırmak için ” çalışma, yemek, oyun oynamak, vb. zamanların düzenli olması” gerektiği aileye nedenleri ile açıklanmalıdır. Bununla ilgili takip çizelgeleri hazırlanmalıdır.