Otizm
Otizm, 0-3 yaş döneminde içinde bulunduğu ortama uyum sağlayamama, adaptif tepkiler verememe, dil becerilerinde (alıcı dil, ifade edici dil) gecikme, duyusal, bilişsel, ince motor ve kaba motor hareketleri ve duyuşsal becerilerde oluşan bir gelişim bozukluğudur.
Çocuğunuzda kendi etrafında dönme, oyuncakları sıralama, kelimeleri anlamına ve amacına göre kullanmama, dikkatini toparlayamama-dikkati sürdürememe, adına tepki vermeme, takıntılı ve kendini tekrar eden davranışlar gibi durumlar gözlemlenebilir. Bu tarz belirgin semptomlar gözlemlendiğinde her bir belirtinin teker teker ortaya çıkmasını beklemektense gözlemlenen bu davranışlar konusunda bir uzmana danışmakta fayda görülmektedir. Eğer bebeğinizde bakma, dinleme, hareket etme, çevresindeki uyaranlara cevap vermede bir aksaklık gözlemlenirse bu durum muhakkak önemsenmelidir. Bu bozukluklarla ilgili nedenler ve ortaya çıkma oranları hala daha net bir şekilde ifade edilememektedir. Kimi bilim adamları genetik olduğunu düşünür iken kimisi çevresel faktörlerden dolayı ortaya çıktığı düşüncesindedir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARINDAKİ TEMEL PROBLEMLER:
- Çocuğun çevresindeki kişilerle yakın ilişki kuramaması, ebeveyn ve çevresindeki kişileri tanımıyor gibi görünmesi, aile fertlerinden birinin ortamdan ayrılmasının onda olumsuz herhangi bir duygu uyandırmaması ya da aşırı tepkilerde bulunması
- Çocuğun jest ve mimikleri anlamaması ve kullanamaması (gülümseme, kaş çatma gibi)
- Çocuğun taklit becerisinin zayıf olması
- Konuşma problemleri yaşması. Hiç konuşamama, kelimeleri uygun kullanamama, tekrarlayıcı konuşmalar (ekolali), ortama ve konuya uygun adaptif cevaplar verememe, kelime veya cümlelerinde duygu belirtmeme, istek bildirmede sınırlılık gibi.
- Duygu aktarımında bulunamaması
- Çocuğun çok ısrarcı olması (oyuncakları yan yana dizme, belli başlı nesneleri sürekli elinde tutma isteği gibi)
- Sürekli el çırpmak ya da öz güdülenmede bulunmak ( yerde belli bir noktayı sürekli ovalama, çalışan pervaneyi, çamaşır makinesini izleme vb.)
- Kelimeleri, cümleleri, metin halinde tekrar etme, televizyonda, radyoda veya çevresinde duyduğu replikleri günlük yaşantısında ortam ve duruma uygun olmasa da kullanma.
- Dokunmaya, seslere, tatlara, hareketlere, kokulara karşı aşırı hassasiyet geliştirme ya da hiç tepki vermeme.
Otizm tanısı almış çocuklar, otizmle ilgili temel belirtileri göstermiş olmalarına rağmen her birinin otizmden etkilenme düzeyleri farklılık göstermektedir. Bu sebeple bu tanıyı almış çocuklarımızın her biri tüm gelişim alanları göz önünde bulundurularak değerlendirilmeli ve her birine ayrı ayrı birer eğitim programı oluşturulmalıdır. Unutulmamalıdır ki tek bir eğitim yöntemi tüm çocuklarda aynı olumlu etkiyi göstermeyebilir.
Otizm tanısı almış çocuklarda uygulanan eğitim ve terapi yöntemleri;
- Özel Eğitim: özel eğitimde en sık kullanılan yöntem Uygulamalı Davranış Analizidir. Bu yöntem çocukların davranışları değiştirmeyi hedeflemektedir. Çocuktaki olumsuz olan davranışlar söndürülür, olumlu davranışlar ise pekiştirilerek arttırılır. Aynı zamanda çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun olarak edinmesi gereken beceriler üzerinde çalışılır. Hedef davranış basamaklandırılarak çocuklara kademe kademe öğretim sağlanır. Sınıf içinde yapılan çalışmalar günlük yaşama aktarılarak çocuğun edindiği becerileri genellemesi hedeflenir.
- Dil ve Konuşma Terapisi: Çocuğun iletişim becerilerinin gelişimi için kullanılan bir terapidir. İletişim kurmak için motivasyon oluşturma, iletişim başlatma-sürdürme, jest ve mimikleri kullanarak iletişim kurma, göz teması, taklit etme, sıra alma gibi becerileri içermektedir. Dil ve konuşma terapistleri oral farkındalığı arttırıp var ise hassasiyetleri giderme, ses üretimi ve bunu iletişim için kullanma becerilerinin gelişimi desteklenmektedir.
- Duyu Bütünleme Terapisi (Sensory Integration Therapy): Çevremizden aldığımız uyaranları ve bizlere gönderdikleri iletileri doğru biçimde anlayabilmemiz için duyusal entegrasyon gereklidir. Özellikle otizm tanısı almış çocuklar bu entegrasyonu sağlamakta zorluk yaşarlar. Seslere, dokulara, görsel uyaranlara, kokulara aşırı hassasiyet gösterebilir ya da aşırı arzu duyabilirler. Islak nesnelere dokunamayabilir, yükseklikten korkma ya da hiç korkmama durumlarıyla karşılaşılabilir, kendisine zarar verecek aktiviteleri kestirmekte zorlanır ya da harekete karşı kaçınan tavırlar sergileyebilir. Duyu bütünleme terapisi iş ve uğraşı terapistleri (ergoterapist), fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır.
DIR Floortime: Bu terapi yönteminde çocuk gelişimsel ve bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak değerlendirilir ve yaşı kaç olursa olsun çocuğun mevcut performansına göre bir program oluşturulur. Birincil hedef aile ile çocuğun iletişimlerini güçlendirmek, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte oyun oynayabilmelerini sağlamak ve çocuklarının ilgisini takip edebilmeyi onlara öğretmektir. Çocuğun ilgisini takip ederek bulunduğu gelişim basamağından yukarı doğru ilerleyebilmesi hedeflenmektedir.